Parkinsonda DBS Tedavisi
DBS, kol ve bacaklarda titreme, sertlik, kasılmayı rahatlatmak için beynin içindeki belli noktalara çok hafif uyarılar gönderme yöntemidir. Bu uyarılar, hareketlerdeki sorunlara neden olabilen bazı olumsuz sinyalleri sakinleştirmeye yardımcı olur. Örneğin evdeki ışıkların dengesiz yanıp sönmesi durumunda, elektrik düzenleyici bir parça nasıl devreye girerek dalgalanmaları azaltıyorsa, DBS de beyin içindeki karışıklığı dengeye getirmeyi amaçlar. Burada amaç kişinin günlük yaşamında daha rahat yürümesi, ellerini daha rahat kullanması ve titremelerin azalmasıdır.
Bu yöntemin kökeninde, bedenin hareketlerini yöneten sinyallerin düzenlenmesi düşüncesi bulunur. Beyin, bir orkestra gibi pek çok farklı alandan gelen işaretleri bir araya getirir. Bazen bu orkestradaki enstrümanlardan biri yanlış bir notaya takılı kalabilir ve uyumlu müziği bozabilir. Yanlış notayı sürekli tekrar eden o enstrüman DBS sayesinde biraz sessizleştirilir ve böylece genel uyum yeniden sağlanır. Bu da kişinin hareketlerini daha akıcı hale getirir.
DBS, kişiyi tam anlamıyla yeniden ayağa kaldıran ya da sorunu tamamen yok eden bir sihirli değnek değildir; fakat titremeyi hafifletmede, katılık hissini azaltmada ve gündelik işlere daha iyi odaklanmada önemli bir destek sunabilir.
Burada önemli nokta, herkesin durumunun farklı olmasıdır. Her insanın beyni ve yaşadığı zorluklar birbirinden farklıdır. Bu nedenle DBS, tek tip bir çözüm gibi değil kişiye özel bir düzenleme olarak kabul edilebilir. Hareket bozuklukları ile uğraşan Nörologlar, kimlerin bu yöntemden fayda görebileceğini büyük bir titizlikle değerlendirir. Yani DBS, herkese uygulanacak bir sistem değildir; ancak uygun kişilere doğru şekilde uygulandığında, hayat kalitesinde belirgin bir iyileşme sağlayabilir.
Parkinson'da DBS Tedavisi Nasıl Yapılır?
DBS yöntemi, beynin belirli noktalarına çok ince kabloların özenle yerleştirilmesi ve bunları vücudun başka bir yerindeki küçük bir güç kaynağına bağlama prensibine dayanır. Bu durum ilk anda karmaşık gibi görünse de aslında dikkatli ellerde ve uygun hazırlıklarla oldukça düzenli bir şekilde gerçekleşir. İnce kablolar, istenmeyen titreşim sinyallerini sakinleştirmek için nazikçe enerji verir.
Bu işlem hastane ortamında yapılır ve deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirilir. Kişi önce detaylı bir incelemeden geçer. Bu adım, kabloların yerleştirileceği noktanın doğru seçilmesi için çok önemlidir. Gerekli planlama yapılır, kişinin ihtiyaçlarına göre en uygun nokta belirlenir ve işlem aşamasına geçilir.
İşlem sırasında kişinin genel durumuna, ekibin tercihlerine ve hastanenin imkânlarına göre farklı yaklaşımlar olabilir. Ancak temelde amaç kabloları doğru konuma yerleştirdikten sonra gövdenin üst tarafında, genellikle köprücük kemiği altındaki yumuşak doku içine küçük bir güç kaynağı yerleştirmektir. Bu güç kaynağı, kablolar aracılığıyla beyne çok hafif enerji gönderir. Bu enerji, hareketlerde sıkıntı yaratan gereksiz dalgalanmaları azaltmaya yardımcı olur.
İşlem sonrasında belirli aralıklarla ayarlamalar gerekebilir. Bazen ince ayarlamalar yapmak, büyük farklar yaratır. Bu nedenle ilk dönemlerde düzenli kontrollerle bu konuda uzman nörologlar tarafından ayarlamalar yapılır. Ayarlar en doğru düzeye ulaştığında ise kişi günlük hayatını daha rahat biçimde sürdürmeye başlar.
Tüm bu süreçte kişinin konforu ve güvenliği ön plandadır. Her aşama titizlikle planlanır ve kişinin kendini iyi hissetmesi için gereken özen gösterilir. Birçok kişide işlem sonrasında ağrı ya da rahatsızlık hissi kısa sürede azalır ve temel amaç olan hareket kolaylığı zamanla belirgin hale gelir. Tabii ki herkesin deneyimi farklı olabilir, ancak DBS genellikle iyi bir planlama, doğru uygulama ve sonrasında yapılan düzenli kontrollerle oldukça etkili bir yöntem olarak kabul edilir.
Parkinson'da DBS Tedavisi Faydaları Nelerdir?
DBS yöntemi, hareketlerdeki zorlanmaları azaltmaya ve kişiye gündelik yaşamında daha fazla rahatlık sunmaya odaklanır. Bu yöntemin en önemli getirilerinden biri, özellikle titreme ve katılık gibi durumların hafiflemesidir. Örneğin çay içerken fincanı dökme endişesi yaşayan birinin bu kaygısının azalması, sosyal yaşamda özgüveni artırabilir. Yalnızca yemek içmek değil kalem tutma, giyinme ya da yürürken bir yere tutunma gibi hareketlerdeki iyileşme de kişiyi mental açıdan rahatlatır.
Bir başka artısı, bazı kişilerde fazla miktarda kullanılan ilaçların yarattığı yan etkilerin azalmasıdır. Hareket sorunlarını hafifletmek için alınan ilaçların getirdiği istenmeyen durumlar bazen günlük hayatta rahatsız edici olabilir. Eğer DBS sayesinde bu ilaçlara duyulan ihtiyaç biraz azalırsa, kişi hem hareket anlamında hem de bedensel olarak daha iyi hissedebilir. Bu da vücudun genel dengesine katkı sağlayabilir.
DBS yönteminin ruhsal açıdan da önemli etkileri olabilir. Hareketlerdeki sıkıntıların biraz hafiflemesiyle birlikte kişinin hayata daha pozitif bakma olasılığı artar. Gün içinde yapabildiği basit işlerin bile yeniden kontrol altına alınması, özgürlük hissi verir.
Özellikle günlük rutinlerini yerine getiremeyen ya da bu konularda çok zorlanan bireyler için DBS adeta yeni bir sayfa açabilir. Kimi zaman basit gibi görünen bir düğmeyi iliklemek, çorbayı taşırmadan kaşıkla içmek ya da telefon ekranına dokunarak mesaj yazmak büyük mutluluk kaynağı haline gelebilir. DBS bu tür mutlulukları daha erişilebilir kılmaya destek olur. Böylece kişi kendini sosyal hayatta daha etkin hisseder, sevdikleriyle daha rahat zaman geçirir.
Tüm bunların yanında DBS, aynı zamanda kişinin geleceğe dair umutlarını da tazeleyebilir. Hareket konusundaki özgüvenin geri kazanılması, iş hayatında ya da ev içinde yapılacak sorumluluklarda daha aktif rol alınmasını sağlayabilir. Bazı kişilerde hobi edinme isteği bile artabilir. Örneğin resim yapmak, yazı yazmak ya da el sanatlarıyla uğraşmak için el titremesinin hafiflemesi büyük kolaylıktır. Bu iyileşmeler, hayatın daha keyifli ve daha üretken sürdürülmesinin önünü açabilir.
Parkinson'da DBS Tedavisi Kimler İçin Uygundur?
DBS yöntemi, titreme ve benzeri sorunlar konusunda güçlü sıkıntılar yaşayan, ancak hâlâ günlük hayatında belli bir düzeni sürdürebilen kişilerde büyük fayda görebilir. Burada en temel nokta, kişinin özellikle belli türdeki ilaçlara kısmen de olsa yanıt vermesidir. Yani bedenin, bazı yöntemlerle hareketini yeniden düzene sokma potansiyelinin hâlâ var olması beklenir. Eğer kişi, aldığı desteklere rağmen gündelik işlerinde çok zorluk çekiyorsa DBS seçeneği gündeme gelebilir.
Bu yöntemin gerçekten işe yarayıp yaramayacağına dair karar elbette bir ekip çalışmasıyla verilir. Uzman doktorlar, kişinin hareketlerini, günlük yaşantısındaki engelleri ve genel sağlık durumunu değerlendirir. Kimi zaman detaylı testler, incelemeler ve gözlemler yapılır. Çünkü DBS'den en iyi sonucu elde edebilmek için kişinin beynindeki sinyal bozukluğunun bu yöntemle düzelebileceğine dair güçlü bir işaret gerekir. Nasıl ki elinde farklı boyutlarda anahtarlar olan bir tamirci, kilidi hangi anahtarın açacağını önceden tahmin etmeye çalışır, doktorlar da benzer şekilde kimin DBS'den yarar görebileceğini anlamaya çalışır.
Ayrıca kişinin ruhsal durumu ve zihinsel netliği de dikkate alınır. Çok ileri düzeyde unutkanlık ya da başkalarıyla iletişim kurmada zorlanma varsa, DBS sonrasında beklenen etki azalabilir. Çünkü DBS yalnızca hareketleri düzenlemeye destek olur. Kişinin günlük hayatta sağlıklı düşünme, karar verme ve etrafıyla etkileşime girme kapasitesi de önemlidir. Bu nedenle tüm bu faktörler göz önünde bulundurularak DBS kararı alınır.
Yaş sınırı vardır ancak yaş tek başına engel değildir. Burada her şey bireye özeldir. İki kişi aynı yaşta olsa bile biri için DBS daha uygun görülürken, diğeri için farklı bir yol izlenebilir.
Bu yönteme uygun olup olmadığına karar verilirken, kişinin yakınlarıyla da fikir alışverişi yapılır. Çünkü DBS'nin en büyük amacı, kişinin yaşamdaki bağımsızlığını artırmak ve günlük işlerini kolaylaştırmaktır. Aile üyeleri ya da ona bakım veren kişiler de sürece dâhil olarak beklenen kazanımları ve olası zorlukları anlamaya çalışır. Bu sayede herkes, tedavinin amacını, nasıl ilerleyeceğini ve sonrasında ne gibi değişiklikler olabileceğini daha net bir şekilde kavrar.
Prof. Dr. Meltem Demirkıran, nöroloji alanında uzmanlaşmış, özellikle Multipl Skleroz, Parkinson ve hareket bozuklukları üzerine çalışmalar yürüten deneyimli bir akademisyendir. Çukurova Üniversitesi'nde bu alanlara yönelik klinik birimler kurarak önemli katkılarda bulunmuş ve ulusal ile uluslararası çalışma gruplarında aktif rol almıştır. Bilimsel araştırmaları ve yenilikçi tedavi yaklaşımlarıyla nöroloji bilimine katkılar sunmaktadır.